Yay yeni ayı da geliverdi. Havaların soğuyup yağışların başladığı ve insanın içinin de kışa döndüğü yılın bu zamanının, Yay burcuyla bağlantısı ilginç bir tezat değil mi? Malum Yay burcu çoşku, iyimserlik, keşif ve merakla anılan bir burç. İlkbahar olsa mesela anlarım, baharın o uyanışıyla Yay’ın çoşkusunu bağlantılandırabiliriz. Yılın bu karanlık günlerinde, tüm doğa uykuya geçerken Yay’a özgü o iyimserlik ve çoşku nerede peki? Neden atalarımız burada bir eşzamanlılık görmüşler?
Bu soruları soralı epey oldu aslında, yeni yetme bir astroloji öğrencisiyken merak etmiş ve cevabının peşine düşmüştüm. İnsan unutmaya teşnedir ya bu sabah yine bu sorularla uyandım. Dışarıdaki soğuk ve yağmurlu havaya uygun bir iç sıkıntısı ve memnuniyetsizlikle uyandım. Hiç de öyle Yay çoşkusu yoktu içimde. Ne alaka Yay yahu?
İnsan hatırlamaya da teşnedir.
Ve sonra hatırladım, zodyak bir büyüme rehberi aslında. Kaybolduğunda, kafan karıştığında alıp da okursan seni tekrardan hizalıyor insan olma yolculuğuna ve ötesine.
Yay’dan önce gelen Akrep burcunda artık yazın bittiğinden emin olduk. Güneş o kadar da ısıtmamaya başladı. Tatiller bitti. İşler başladı. Eve döndük. Dışarıya dönük olan dikkat içeriye dönmeye başladı. İçeride kaçtığımız ne varsa bizi karşıladı ve yaşamın, kendimizin karanlığına merhaba dedik. Yazın rehaveti ile geçiştirdiğimiz her ne varsa kaçamayacağımız bir mesafeye geldi. Akrep ile kendimizi ve haliyle yaşamı tanıma yolculuğumuz derine doğru yol aldı. Derinlerde ışık yoktur, karanlıktır, soğuktur, ürperticidir ve de gereklidir büyümek için. Yeteri kadar derine inen, karanlığa temas eden muhakkak bir armağanla yukarı doğru çıkar. İşte tam burası Yay’dır. Yay zamanı gelmiştir artık, yukarı çıkma ve yanında getirdiğin armağanınla ne yapacağını keşfetme zamanıdır. Su elementinden ateş elementine geçiş başlamıştır. Eğer gereğinden fazla akrepte yani derinlerde kalırsan boğulursun, sürekli karanlığa maruz kalamaz insan. Yay zamanı geldiğinde karanlıkta keşfettiklerimizle ne yapacağımızı keşfetme zamanı gelir. Yolculuk bu defa horizantal bir seviyede ilerler. Tam da bu sebeple Yay burcu bir okla sembolize edilir. Daha ileriye, daha uzağa keşfedilmemiş olana doğru yol alma zamanı gelmiştir. Yay geleceğe fırlatır bizi. Şimdi yeni hedefler koyma, vizyonları yenileme zamanıdır. Fiziksel ya da fikirsel seviyede yeni diyarları keşfederek o armağanla ne yapacağımızı keşfederiz. Armağan dediğim için onu illa ki de bi yetenek, bir beceri olarak görmemek gerek. Kendi karanlığına doğru inen orada kadim bir korkunun izlerini de bulabilir, atalarından miras bir acıya da denk gelebilir. Her ne ise o Yay zamanında artık onunla ne yapacağımızı keşfetmemiz gerekir. Yay burcunda bir yeni ay da işte tam buna işaret eder. Yaya özgü o çoşku gecenin ardından sabahın geleceğini bilmekten gelir. Eğer yeteri kadar kendi karanlığına temas ettiysen artık oku nereye göndereceğini biliyorsundur.
Görüyoruz ki dışarısı soğuk ve karanlık da olsa sen eğer kendi karanlığından hakkını vererek geçtiysen önünde açılacak yeni yolların heyecanını hissedersin. Yaşamın bir bahçedir ve kendinde görmek istemediğin her ne varsa onlara uzun uzun baktığın için gübreye dönüşmüştür. Nasıl çiçekler açacağı ise tamamen sana kalmıştır. Bunun için oturup ektiğin tohumların karşısında hayallere dalman gerekir. Yay’daki yeni ay bunu gerektirir.
Zodyak’ın bize öğrettiğini mindfulness eğitimlerinde de öğretiyoruz. Duygu farkındalığını geliştirmek için öğrencilerime sık sık önerdiğim RAIN meditasyonu tam da bu süreci yansıtır. Duygunun farkına varıp onu kabullenmek ve incelemek kısmı Akrep sürecine denk gelir, derine inersin, daha sonra da ihtiyacın olanı keşfetme süreci başlar bu da Yay’dır.
Antares yıldızıyla kavuşum yapan bu yeni Ay üstelik Antares’in akrepvari doğasından dolayı içerisinde iki burcun de enerjisini barındırıyor. Bu sabah bir haftadır dağınık geçen sabahlarımı toparlayarak merhaba dedim bu yeni aya ve güne oruçla başladım, meditasyonla taçlandırdım. İçeride sıkışmış olan her ne varsa yukarı, yüzeye çıkmaya başladı. Natal Uranüs’ümle kavuşum yapan bu yeni ay bende en derinden en uzağa şeklinde yankılanırken ilhamlar gelmeye başladı. Kararlar kendiliğinden alınıyor sanki ama yazdıkça daha da netleşti.
Bu arada oruç derken bu konuda epeydir emin olamıyordum. Çok yakın birkaç arkadaşım aralıklı oruç dışında, 24 saati aşan oruçlar tutuyor. Orucun hastalıkları önlemede ve de iyileştirmede ne kadar önemli olduğunu biliyorum ancak bilinçsizce de uygulamak istemiyorum. Dün sonunda kadın bedeni gözetilerek yazılmış bir kitap bulup okumaya başladım. Dr. Mindy Pelz tarafından yazılmış Fast Like A Girl kitabı oruca başlamak isteyip emin olamayanlara ve de nasıl olacağına dair bilgiye ihtiyaç duyanlara uygun bir kitap. Bu kitap sayesinde yeni ayda hayatıma orucu katmış oldum.
Umarım sen de Akrep’in karanlığından bir armağanla yukarı doğru çıkıyorsundur bu “çoşkulu” yeni ayda :)
Ve oruç üzerinden bırakmayı deneyimlediğim böyle bir günde sana da ilham olması dileğiyle;
Birçok kere bırak
eski bir kalıp
seni geçmişe sürüklemek istediğinde
Bırak
Hikayeler zihninde çılgınca dönmeye başladığında
Bırak
Kendine her seferinde yeni bir sorun çıkarmayı denediğinde
Bırak
Şifa tekrardadır,
yakında huzur tanıdık gelmeye başlar.
Yung Pueblo
Çev: Eda Ocak
Astroloji danışmanlığı için www.edaocak.com/danismanlik adresinden randevu alabilirsiniz.
4 Haftalık, Mindfulness’un Temelleri eğitimini Ocak 2025’te açmayı planlıyorum, detaylar için https://www.edaocak.com/mindfulnessun-temelleri